Bu Blogda Ara

11 Mar 2013

İÇİMİZDEKİ BAHAR

Soğuk bir kışın ardından cemrelerin düşüşüyle bahar da kendini gösterdi. Baharın müjdecisi son cemre de 6 Mart'ta toprağa düştü. Bahar belki de yeniden doğuşun simgesi olduğu için tatlı bir telaşla gelir her yıl. İçimizde bir coşku, yüreğimiz kıpır kıpır, nasıl da sevinir, umutlanırız. Değişimin habercisidir bahar.. 

Cemreler; havaya, suya, toprağa birer birer düşerken, düştüğü yeri ısıtırken bizim de içimiz ısınır adeta. Kışın yaprağını dökmüş ağaçlar yeniden yapraklarla donanırken gözlerimiz bayram eder. Kuşlar bile bahar şenliğine  kilometrelerce yol katederek katılırlar.Şaşmaz biçimde her yıl geliş zamanını ve yolu nasıl bellemişlerdir, bilinmez. 

Kır çiçekleriyle donanır ovalar. Papatyalar nasıl da dayanıklıdır yağmura, rüzgara. Çocuklar için gerçek taç gibi kabul görür başlarda. Önce badem ağaçları çiçek açar, ardından diğer ağaçlar. Bütün bir kış dinlenmiş en yararlı otlar toprağın altından baş kaldırır. Karın altından çıkan çeşitli otlar midelere bayram ettirir. Baharda ilk çıkan otların yararları saymakla bitmez. 

Baharda gün doğumunu, gün batımını izlemek bir başka güzeldir. Her yeni doğan güneş, bir yeniden aydınlanmadır adeta, yeni fikirler, yeni düşünceler üretmeye hazırlıktır sanki... Dışımızda bahar böylesine güzel seyrederken içimizde de baharı yaşatabiliyor muyuz? Yoksa çevremizdeki güzelliklere kara gözlüklerle bakanlardan mıyız? Bahar yorgunluğu bedenimizde, içimizde hissedilirken kendimizi nasıl yenileyebiliriz?

Baharda bazı hayvanlar kış uykusundan uyanırken, insanlar hormonlara bağlı değişikliklerle daha çok uyumak isteyebilirler. Çevremizle ilgili iyi bir gözlemci değilsek, içimizdeki baharı da hiç harekete geçiremiyoruz. Bir başka bahara kalıyor her şey. 

Umutlar, özlemler, tasarımlar, planlar, sevgiler bir başka bahara kalmasın. İçimizdeki bahar, dışarıdakinden daha güzel, daha görkemli olsun. Kendimizle barışık, çevremizdekilerle kavgasız nice güzel baharlara...


4 yorum:

  1. Kanadın altında dalga, dalganın altında yosun, yosunun altında taş var. unutmuşuz. Her sabah büyük bir iştahla sabah kahvesinin yanında yutulan sıkıntı kağıd'na (gazete) öyle alışmışız ki, çimi ve bulutları unutmuşuz.

    Bir insanın doğduğundaki duyma kapasitesiyle, ölürkenki kapasitesi arasında fersah fersah fark varmış.. Giderek köreliyormuş duyu yeteneğimiz. Şehirde yaşayanlar da köydekilere kıyasla daha az duyuyorlarmış. Kampa gidince işten kalan sıkıştırılmış tatillerinde önce sağır olacakmış gibi hissediyorlarmış. Sessizliğin gürültüsü...

    Kelimelerle resim yapılır mı? Yapılır! her seferinde bunu hissettiriyor Makbule Abalı'nın yazılarını izlemek... Şimdi çıkıp bir kıyıya deli kadın desinler olsun, bağırmak istiyorum. Martılar bağırıyor, çocuklar bağırıyor, biz niye yetişkinliğin kapağı sıkıca kapatılmış kavanozunda sessizce oturuyoruz?

    Dikkat edin bir deli kadın halayı başlatıyor yazınız! İstanbul'dan Mersin'e uzanan...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Günün koşuşturması, hayatın telaşı, bize bazen doğanın güzelliklerini unutturuyor gerçekten sevgili Sezgi.İçimizdeki ses haykırıyor o zaman. Bizi kendimize getiriyor. Yoksa stres, çeşitli hastalıklar bizi bizden uzaklaştırıyor.
      Aynı duyguları paylaşan insanlar ta uzaklardan da birbirlerini duyup,anlayabiliyorlar.Sessizliğin sesi gibi.
      Ama bazen de bağırabilmek gerekiyor, haklısın. Martılar,kuşlar,çocuklarla beraber... Şarkılar, türküler, oyunlar, halaylar el ele, yürekten yüreğe hep sürsün.

      Sil
  2. Makbule Öğretmenim,
    Gerçekten günümüzde geçici heveslerden dolayı ( saçmasapan diziler , saçmasapan yarışma proğramları vb. gibi) dışardaki bahar bir yana dursun, içimizdeki baharı bile ve hatta diğer insanlardaki güzellikleri bile göremez olduk. iyiki sizin gibi böyle güzellikleri hatırlatanlar var. Eşimle yazılarınızı okuyunca anladık ki , yazılarınızı okumaya devam etmemiz gerekiyor çünkü bu yazılar kalplerimize dokunup manevi duygularımızı zenginleştiriyor.
    Evren Akpınar ( Çağrı Kılıç'ın eşi )

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler sevgili Evren. Görüş ve düşüncelerde ortak noktalarda buluşmak, insanı mutlu kılıyor. Özellikle gençlerden böyle yorumlar almak, öyle sevindirici ki.
      Dünyanın karmaşasında güzellikleri fark edebilmek, insana iyi geliyor, kendini iyi hissettiriyor.
      Eminim sizler, daha güzel bir dünyanın oluşmasına katkıda bulunacaksınız.

      Sil